20 Mart 2017 Pazartesi

Soğukta da ayrı güzeldir Dede Korkut Parkı


Buyurun sevgili okuyucu; bugün de sizlerle Eskişehir’in Odunpazarı ilçesinde bulunan Dede Korkut Parkı’nda seyahat edelim.
Destanlar hakkında tafsilatlı bilgi verilmiş. 

Dede Korkut Parkı, ismini meşhur Türk büyüğü Dede Korkut’tan alıyor.
Dede Korkut kitabı, Türk kültür tarihinin en önemli kaynaklarından birisi; çünkü bu kitaptaki destanlar Oğuz Türklerinin; yaşadıkları coğrafyadan ahlak anlayışına, yeme içme ve eğlenme özelliklerinden yönetim düzenine kadar birçok konuda bilgiler sunuyor.

İsmini bu çok kıymetli eserden alan Dede Korkut Parkı, adının hakkını veriyor doğrusu.
Öncelikle park oldukça geniş bir alana sahip. Etrafındaki evlerin çok yüksek olmayışı da burada geçirdiğiniz zamanın kalitesini olumlu etkiliyor.

Dede Korkut Parkı özellikle yazın harika bir mekân olsa da kışın da tadı farklı burada.
İnsanın içine işlemeyen ancak üşütmekten de geri kalmayan, güneşin bîkarar olduğu bir Pazar sabahı gelebilirsiniz Dede Korkut Parkı’na.


Kahvaltı malzemelerinizi ister yanınızda getirin, isterseniz, insana “orada bir köy var uzakta” dizesini hatırlatan bu şirin kafeteryaya uğrayarak yapın kahvaltınızı.
Hava çok soğuksa burası tercih edilebilir.

Ancak havanın hafif soğuk olduğu, rüzgârın teninizi birazcık üşüttüğü bir zamanda geldiyseniz Dede Korkut’a karnınızı kafeteryada doyurmanızı tavsiye etmem.
Yanınızda getirdiğiniz sıcak simit ve peynire eşlik eden sıcacık çayı park manzarasının eşliğinde yudumlamak çok daha huzur veriyor insana. Hafif esen rüzgarın üşüttüğü bedeniniz, üzerinden buhar çıkan çayın verdiği samimi ısıyla kendine geliyor.

Dede Korkut Parkı’nın piknik olanakları oldukça yeterli. İster üstü kapalı, isterseniz doğanın içindeymişsiniz hissini uyandıran üstü açık mekânlarda sevdiklerinizle yudumlayabilirsiniz lokmalarınızı.
Parklar çocuklar için oldukça eğlenceli

Varsa, çocuklarınınız parktaki geniş çocuk oyun alanlarında cıvıldaşabilirler.
Siz de parkı bir uçtan diğer uca dolaşan yürüyüş alanlarında sporunuzu yapabilir, bulutların arasından ara sıra göz kırpan güneşe ve yüzünüzü hafifçe sıyırıp geçen rüzgâra tebessüm edebilirsiniz.

Bir park, ismini Türklerin İslamiyet’le değişen dünyasından izler taşıyan Dede Korkut’tan alır da orada mabet unutulur mu?

Dede Korkut Parkı ibadet ihtiyacınıza da cevap veriyor.
Mihriye Hatun Camii
Parkın sol girişinde küçük ancak içerisinde 5 vakit namazın kılındığı Mihriye Hatun Camii mevcut. Camii oldukça temiz ve özellikle soğuk bir havada sıcacık bir atmosferi barındırıyor.

Camiinin önündeki bakımlı tuvalet ve abdesthanelerden ihtiyacınızı görerek, Mihriye Hatun Camii’nde kendinizle ve Yaratanla baş başa kalabilirsiniz.

Her güzel an veya anların bir sonu var.

Hayatınızın güzel an ve anılarla geçmesi ve bir başka Şehir Hatırası tanıtım yazısında buluşmak dileğiyle…



25 Şubat 2017 Cumartesi

Eskişehir’e yukarıdan bakmak: Şelale Park

       Yukarılar, kadimden bu yana, tarihe yön veren insanların tercih ettiği mekânlar olmuş. Yaşadığı şehir ve içerisinde bulunduğu toplumdan bir süreliğine ayrılarak yukarılarda mesken tutan sıradışı insanlar büyük toplumsal inkılapların fitilini ateşlemiş.

       Eskişehir’in kadim yerleşim mahalli Odunpazarı’nda bulunan Şelale Park da yukarılardaki mekânlardan bir tanesi.

       Odunpazarı’nın tarihi evlerinin arasındaki kıvrımlı yolları arşınlayarak çıkıyorsunuz Şelale Park’a.

       Zirveye tırmanmak yorucu olsa da buram buram tarih kokan sokaklar hiçbir yorgunluk hissettirmiyor size. Bilakis tarihin zengin ve renkli mirasını yaşatan mekânlar, ayaklarınızın daha bir canlı basmasına vesile oluyor toprağa.

        Şelale Park yokuşun zirvesinde. Oraya vardığınızda geriye dönüp katettiğiniz mesafeyi görmek ve mesafenin hemen ardındaki Eskişehir manzarasını izlemek buraya geldiğinizde yapacağınız ilk şey olmalı.

         Yukarıdaki kapıdan girdiğinizde hemen sağınızdaki park çocukların oynaması, büyüklerin banklara oturarak sırtlarını güneşe vermesi için güzel bir mekan.
Şelale yaz aylarında aktif oluyor.
            Parkın hemen arkasında buraya adını veren şelale var. Üzerine çıkmak yasak olmasa manzaraya bir de oradan bakmak isterdiniz doğrusu.

            Şelalenin karşısında restoran/cafe tarzı bir yer var. Onun altından da yayalar için yürüyüş yolu geçiyor. Yolda sevdiklerinizle birlikte yürüyebilir, çocuklarınızla ufak müsabakalar yapabilirsiniz.
              Yoldan yukarıya çıktığınızda, nazlı nazlı dönen pervanesiyle bir yel değirmeni size el sallıyor. Ahşap görünümlü bu şirin değirmen buraya çok güzel bir hava vermiş doğrusu. Onu görenler değirmenle birlikte uzun uzun selfie çekilmeyi ihmal etmiyorlar. 

              Değirmenin karşısındaki park ve buradaki oyun ve jimnastik aletleri oldukça hoş. Özellikle parktaki küçük ancak hırçın dönme dolaba binmeden parktan ayrılmayın.

              Hava temiz, güzel; manzara hoş. Karnınız acıktı tabii. Parkta mı bir şeyler yeseniz yoksa aşağıdaki Odunpazarında mı?
Açlık dayanılmaz noktada değilse kendinizi Odunpazarı’na doğru bırakın.

               

             Eğer gezmediyseniz Kurşunlu Camii’nin avlusundaki cam sanatları müzesini gezdikten sonra, soluğu caminin 50 metre ilerisinde sağda Kırım Tatar çiğ börek evinde alın.

             Çiğ böreklerinizi beklerken ılık bahar havasına ayak uydururcasına hafifçe çalan müziğe kulak verin.

              Sonra da sizi çok bekletmeden gelen, Kırım Tatar çiğ börek evinin nazik çalışanları tarafından kibarca sunulan çiğ böreklerinizi besmelenizi çekerek afiyetle yiyin.

               Ne diyelim…

               Afiyet şifa olsun.


8 Şubat 2017 Çarşamba

Eskişehir Kanlıkavak Parkı

Kanlıkavak

            İsim insana ürperti veriyor değil mi? Ne de olsa kan geçiyor, adını kanlı bir şeylerden alıyor.
      Yakın tarihte burada, geride derin izler bırakan bir hadise yaşandığı muhakkak. Artık bu neydi, birbirine kavuşamayan iki aşığın canına kast etmesi miydi veya (riyavet edildiği gibi) ideolojik çatışmaların yol açtığı kanlı bir hadiseye mi şahitlik etti bu mekân, Allah bilir.
          İsmi Kanlıkavak olsa da bugün burası Eskişehir’in asude mekânlarından birisi. Nehrin iki yanında uzanan park insana güzel bir göz zevki sunuyor. Özellikle bahar mevsiminde görücüye çıkan ağaçlar tabiatın eşsiz manzarasıyla görenleri büyülüyor.
             Eskişehir’in asude



havası parka sinmiş durumda. Hafta sonu bile olsa çok kalabalık olmuyor Kanlıkavak. Sakin adımlarla, yüzleri mütebessim, suyun kenarından yürümeye özen göstererek yolları adımlayan insanları görüyorsunuz veya parkta oyun oynayan çocukların, insanı yıllar öncesine götürecek kadar mutlu şakımalarını duyuyorsunuz burada.
       Porsuk Nehri’nin de eski azgın hali kalmamış. Kışın yer yer taşan Porsuk nehri kış bile olsa oldukça sakin bugünlerde. Kendi halinde, sessizce ancak hedefinden emin bir tarzda aşağıya doğru akıp gidiyor Porsuk Nehri’nin Kanlıkavakı ortadan tam ikiye bölen kolu.

       Kanlıkavak gerek Eskişehir’in sakinlerine gerekse de şehre dışarıdan gelen misafirlerine hoş bir ev sahipliği yapıyor. Geride ise tatlı, insana tekrar yaşama arzusu veren güzel hatıralar bırakarak el sallıyor ziyaretçilerine.